11 Kasım 2016 Cuma

BUDAPEŞTE


48 SAATTE BUDAPEŞTE

29 Ekim 2016 tatilinde 2 günlüğüne İzmir 'den İstanbul aktarmalı olarak Budapeşte 'ye gittik . Budapeşte'ye vardığımız saat yerel saatle 11:15 'ti . Pegasusla hiç rötar yaşamadan Budapeşte 'ye vardık fakat , Budapeşte havaalanında 40 dakika pasaport sırasında bekledik. İstanbul 'dan uçak süresinin 1 saat 40 dakika olduğunu düşününce bu 40 dakika gerçekten uzun geldi.

Budapeşte havaalanından dışarı çıkınca şehir merkezine giden otobüsler ve shuttle araçları var. Fakat biz taksi kullandık. Taksiye binmeden önce taksi ofisine gidip nereye gideceğinizi söylüyorsunuz , onlar size km mesafesine göre fiyat fişi veriyor , taksiye bindiğinizde sürücü bunu sizden alıyor. Taksi ofisi hemen taksilerin durduğu yerde . Taksiler Euro da kabul ediyor.

Budapeşte havaalanından otelimize 25 Euro tutuyor. Otelimiz Vaci Utca caddesinde sayılırdı. Yol yaklaşık olarak 30 dakika sürüyor.

Otelimizin adı  NYILAS MISI APARTMENTS VIOLA .
Aslında otel sayılmaz , bir ev içinde herşey vardı. Şampuan , pamuk , kahve makinesi , beyaz eşya , şarap , kahve , su hatta papix. Konforlu ve kaliteli bir şekilde dekore edilmiş , iki katlı bir odaydı . 
 İnterneti inanılmaz hızlıydı .
Otelin konumu ise harikaydı . Adres olarak Szervita Ter olarak geçiyor. Ama Vaci Utca caddesi ile Fashion Street'in birleştiği köşede.
Vaci Utca caddesine yürüyerek 1 dakika , Andrassy  caddesine ise 5 dakikalık mesafede.
Sahibi ise oldukça misafirperver ve çok profesyonel bir hanımdı. Bookingte aldığı tüm puanları ve yorumları gerçekten hakkediyor.





Otele yerleştikten sonra  , Budin Kalesi 'ne doğru yola çıkıyoruz.
Zaman kaybetmemek için bisiklet taksiyle gidiyoruz. Bisikletçiyle 20,000 den başlayan pazarlığımızda yaklaşık olarak 3000 Macar parasına yani 10 Euro'ya anlaşıyoruz.

Zincir köprüden geçerek finikülerin oraya geliyoruz. Bisikletten iniyoruz. (aslında bisikletle de yukarı kadar çıkabilirsiniz , yürümek yada finikülere binmek istemiyorsanız.)
Budin Kalesi 2ne gitmek için , zincir köprüden karşıya geçip , finikülere binmeniz yada merdivenleri çıkmanız gerekiyor. Bizim şansımıza finiküler bozuktu , yürüyerek çıktık fakat internette yazılanlar kadar yorucu bir yol değil . Her zaman çıkılabilir.

zincirli köprü



kale kapısı



Budin kalesinden Zincirli köprü manzarası


    finiküler





budin kalesi budapeşte ile ilgili görsel sonucu

Budin Kalesi ; kraliyet sarayı , Mathias Klisesi , balıkçılar tabyasını içinde bulunduruyor.
Budin kalesi içersin de birçok kafe ve restoran var. Starbucks , Jamie's , Halaszbastya gibi.

Yürüyerek merdivenlerden çıktığınızda kraliyet sarayının önüne , finikülerle çıktığınızda Balıkçı Tabyası bölgesine çıkıyorsunuz.

alıkçı Tabyası ile Mathias Klisesi yanyana ve kraliyet sarayına yürüyerek 5 dakika sürüyor.
Mathias Klisesi 'nin girişi ücretli , klişede klasik müzik konserleri de düzenleniyor , bizim zamanımız olmadığı için katılamadık.

Bu klise Kral Matthias ' ın adını taşıyor. Orta çağ boyunca bu kliseye Macarlar 'ın devam etmesine izin verilmiyormuş. O yüzden burada sadece Almanlar ibadet ederlermiş.
3. Bella ve karısı da buraya gömülmüş .
Bu klise Osmanlılar zamanında camiye dönüştürülmüş.

Bir efsaneye göre Osmanlılar burada namaz kılarken , karşılarına Madonna figürü belirmiş , bunun bir yenilgi işareti olduğunu düşünen Osmanlılar Buda'yı Habsburglar'a bırakmış.


Matthias Klisesi'nin dışardan görünüşü


Klisenin içerisi


3.Bella ve karısının mezarı

Osmanlılar namaz kılarken karşılarına beliren Madonna figürünün heykeli










Balıkçı  Tabyası ise ; harika bir manzaraya sahip. Buradan Tuna nehrinin ve parlamento binasının muhteşem güzelliğini ve simetrisini görebilirsiniz.
balıkçı tabyası

Biz öğlen yemeğimizi balıkçılar tabyasında bulunan Halaszbastya restorandan , mail ile yer ayırtmıştık fakat restoran çok şık olmasına rağmen çok sıkıcıydı . İçeride hiç dolu masa yoktu , (akşam yemeği için tercih ediliyor olabilir.) Manzarası güzel fakat masalar pencereye uzaktı.
Cam kenarı masa olmasına rağmen sipariş vermeden kalktık ve yan tarafta ki camekan ile çevrilmiş sobaları olan , manzaralı ve kalabalık kafeye geçtik , sonradan anladık ki ikisi de aynı firmaya aitmiş. biri restoran kısmı biri kafe kısmıymış.



Burada hamburger ve bira sipariş ettik , çok sıradan çok ketçaplı vasat bir hamburgerdi , bence sadece bir şeyler içmek için daha uygun olabilir. Menüsü de standart kafe menüsü , fazla yiyecek seçeneği mevcut değil.

Balıkçılar tabyasına yakın , bizim gitmediğimiz ama gitmeyi düşündüğümüz Ildiko's kitchen  'a gidebilirsiniz. (yerel yemekler yapan bir lokanta)

Balıkçılar tabyası tarafındaki merdivenlerden aşağıya indiğinizde kalenin altında ki caddeye ulaşıyorsunuz. Buradan dümdüz yürürseniz zincirli köprüye geliyorsunuz. Zincirli köprüden geçtikten sonra Tuna nehrinin kenarında büyük oteller (Marriot gibi) ve restoranlar bulunuyor. Bu restoranlar akşamüstü bile kış güneşi alıyor.
Bizde bunlardan birine oturup aperol içiyoruz.

Daha sonra Vaci Utca caddesine geçip bira mağazalara bakıp , alışveriş yapıyoruz.

Ardından otelimize geliyoruz , hazırlanıp.
Akşam yemeği için New York Cafe 'ye gidiyoruz.

New York Cafe Budapeşte 'nin meşhur kafelerinden biri. E-posta ile daha önceden rezervasyon yaptırdığımız için yerimiz cam kenarında güzel bir masaydı. Bu kafe oldukça kaliteli ve güzel bir kafe. Dekorasyonu , mimarisi oldukça göz alıcı. üst katları da otel. Burada çay, kahve, tatlı veya yemek tercih edebilirsiniz.


Biz akşam yemeği yiyoruz. İlk olarak Macarlar 'ın meşhur gulaş çorbasını daha sonrada New York Cafe 'nin meşhur tavuklu Sezar salatasını yiyoruz. Birer kadeh kırmızı şarapla güzel bir akşam yemeği oluyor.


Fakat burada yemek servisi aşırı yavaş olduğunu belirtelim. Çorbadan tam 1 saat sonra salata geldi ama biz unuttuklarını düşünüp hesabı istemiştik. Mutfağın yoğun olduğu belirtilmedi. Kısacası vaktiniz bolsa yemek için bu tarihi kafeyi tercih edebilirsiniz. 

New York Cafe 'den sonra daha önceden online rezervasyon yaptırdığımız
Doblo Wine Bar 'a gidiyoruz.


Burası Dob Utca sokağında. inanılmaz güzel bir şarap barı. Çokta popüler bir yer.
Mutlaka rezervasyon yapmanız gerekiyor , bazen otomatik cevap gönderiliyormuş. Gerçi biz mailleştiğimiz halde yerimizi ayırmayı unutmuşlar. Fakat onlardan gelen onay maili gösterince çok utandılar. ''bu gece tüm hesabınız bizden '' dediler , yer bulmak için uğraştılar , hatta hesabı ödeyen bir çifti barda oturdukları yerden kaldırıp bizim oturmamızı sağladılar.

Doblo 'da şarap tadımı da yapılmakta. Biz ilk önce yer boşalmasını beklerken 1 kadeh riesling beyaz şarap içtik. Daha sonra bara geçip oturunca beyaz şarap tadımı yapıyoruz.
'Hungaricum White varietes ' isimli tadım menüsü seçiyoruz.
Bu menüde atıştırmalıkta var fakat biz domuz eti yemediğimiz için sadece peynirli bir tabak istiyoruz.
Tabağımızda peynir çeşitleri , turşu , soğanlı krem peynir ve balkan ekmeği  (ramazan pidesine çok benziyor ) bulunuyor.
Şarap tadımı Budapeşte bölgesinde üretilen değişik beyaz şaraplardan oluşuyordu. Müdürü olan kişide her yeni kadehte yanımıza gelerek , haritanın üzerinde şarabın tüm özelliklerini , hangi bölgede yapıldığını , neyle içilmesi gerektiğini  , kaç yıl dinlendirildiğini en ince ayrıntısına kadar anlattı.


5 çeşit beyaz şaraptan en çok MAD marka beyaz şarabı beğendik.

Hesabı istediğimizde kabul etmediler ama çok ısrar edince sadece tadım menüsünün ücretini aldılar.

Bence çok güzel bir şarap barıydı ve şaraplar çok güzeldi. Çalışanlarda oldukça kaliteliydi. Burada haftanın belli günlerinde canlı müzikte oluyormuş.
Biz cuma akşamı 9 'da gittiğimizde hiç yer yoktu rezervasyon yapmayı unutmayın.
 

Doblo Wine Bar , Gozdsu Udvar  sokağına çok yakın.

Bu sokak bir pasaj şeklinde ve bir çok restoran , bar bulunuyor . İzmir 'de ki Gazi Kadınlar sokağı gibi.




Burada da Spiler isimli yere oturup birer kadeh bira ve şarap içiyoruz. Spiler bu sokakta en çok tercih edilen yerlerden biri , içerisi çok güzel aydınlatılmış  şirin bir yer.


Sadece merak ettiğimiz için oturuyoruz , çok güzel bir sokak değil aslında.

Buradan sonra da internet yorumlarında puanı oldukça yüksek olan
Lampas Bar 'a gidiyoruz.

Burası internette kokteyl bar olarak geçse de herkes bira içiyor. Zaten en basitinden kokteyl yapıcak naneleri bile yok. Hiç müzik çalmayan , herkesin muhabbet ettiği değişik bir bar ama çokta gitmeye gerek yok.


Lampas Bar 'dan sonra meşhur ruin bar olan
Szimpla Kert 'e gidiyoruz.

Burası çok büyük bir yer. Bardan içkinizi kendiniz alıyorsunuz. Güzel bir yer en azından değişik. Bence mutlaka gitmelisiniz. Bazı bloglarda yazıldığı gibi kapısında giriş sırası yoktu ve kimlik sormuyorlardı. gece saat 2 'de bile oldukça kalabalıktı.





Bu gece gezdiğimiz tüm barlar ve New York Cafe , Jewish meydanı tarafındaydı. Hepsini aynı gece gezebilirsiniz. Birbirlerine çok yakınlar.

Budapeşte ' de 2. günümüzde

Cumartesi sabah kahvaltımızı Vorostmarty meydanında
meşhur Gerbeaud Cafe 'de  yapıyoruz.

Burası tam meydanda , çok merkezi ve şık bir pastane. Kahvaltı olarak , kulüp sandviç yiyoruz , içecek olarak ta limonata. Bugüne kadar yediğim en güzel kulüp sandviçti. Sosu bigmac 'i anımsatıyordu. Domuz eti yemediğinizi söyleyince bacon koymadan yapabiliyorlar.
Ben lavantalı limonata , eşimde normal limonata tercih etti. Limonatalarda harikaydı.


Bence burası anlatılanlardan , yazılanlardan çok daha güzel bir yer.






Çikolata satışı da var. Biz lavantalı , biberiyeli ve bitter çikolata alıyoruz.
Kurabiye , paralin çeşitleri , drajeler de var.


Mesela bana sorarsanız , New York Cafe çok standart bir kafe ve lezzetleri de çok sıradandı. Tekrar New York Cafe ye gitmem ama zamanım olsaydı Gerbeaud Cafe ' de birkaç defa daha bir şeyler yemek isterdim.
Tabiki de ucuz bir yer değil ama Budapeşte çokta ucuz bir yer değil zaten.

Gerbeaud cafe ' den sonra taksiyle parlamento binasına gidiyoruz. Aslında yürünebilecek bir mesafe ama bizim vaktimiz olmadığı için taksiye biniyoruz.
Parlamento binasını kaleye giderken yada dönerken de gezebilirsiniz çünkü karşı karşıyalar.
Parlamento binasının içini gezemiyoruz , cumartesi günleri kapalıymış.


Parlamento binası gezdikten sonra Aziz Istvan Bazilikası 'na gidiyoruz. Biraz yürüyoruz 10-15 dakika sürüyor.

Aziz Istvan Bazilikası ;

Hristiyanlığı ilk kez kabul eden hükümdar Aziz Istvan 'a adanmış bir bazilika. 96 metrelik kubbesi , parlamento binasıyla aynı yükseklikte olan çok güzel , bir bazilika.

Mutlaka planlı şekilde anlatan bir kitapla gezmeniz gerekiyor. Kapıda İngilizce anlatan broşürde bulunuyor. Fakat biz 10 adımda Budapeşte kitabından faydalandık ve çok memnun kaldık.

 
 Bazilikanın içinde Aziz Istvan 'ın ( St. Stephen's) mumyalanmış sağ eli bulunuyor. Kutsal sağ eli görmek için belirli bir saat aralığı var. Yanlış hatırlamıyorsam cumartesi günleri 16:00 ' a kadar olmalı.
(kutsal sağ el)

Hazinelik kısmı kapalıydı.
Ana altarda ise Kral Istvan 'ın gerçek boyutlarında mermer figürü bulunuyor.

Bu bazilikada da klasik müzik konserleri olurmuş ama biz denk getiremedik saatini.


Bazilikayı gezdikten sonra tam karşısında ki Di Vino isimli şarap barına gidiyoruz.
dışarıda sobası var. O yüzden dışarıda oturması keyifliydi.
Barın içi çok büyük ve karanlık , belki akşamları eğlenceli olabilir.
Çok fazla yemek çeşidi yok fakat çok geniş bir şarap seçeneği var.
Şarapları tadarak seçebiliyorsunuz.


Di Vino 'nun yanında bir dondurmacı var , dondurmaları güzel ve en büyük özelliği dondurmalı gül şeklinde külaha koyuyorlar. Yemesi değişik ve eğlenceli. gençler tarafından çok tercih edilen bir dondurmacı.



Bazilika binası ve Di Vino şarap barı Andrassy  caddesine 400 metre , 5 dakika sonra Andrassy caddesinde olabiliyorsunuz.
Andrassy caddesi bir alışveriş caddesi.
Bir çok ünlü markanın mağazasını burada bulabilirsiniz. Ayrıca bu caddede opera binası ve bir çok tarihi bina bulunuyor. Andrassy caddesinin bir ucu Kahramanalar meydanına çıkıyor.

Alışveriş yapıp caddede biraz yürüdükten sonra otelimize doğru gidiyoruz.

Otele giderken Fashion Street 'te (Vaci Utca ya çıkan bir sokak , mağazalar bulunuyor) büyük bir pazar ve büfeler kuruluydu.

Cadılar bayramı kutlamasıymış. Burada sıcak şarap içip büfeleri geziyoruz.


  

Daha sonra otelimize doğru devam edip, Vaci Utca 'da dolaşıp , otele geçiyoruz. Otelimizde  akşam yemeği için hazırlanırken , otel sahibinin bıraktığı şarabımızı içiyoruz. Tokaji şarapları tatlı fakat içimi gerçekten güzel.


Akşam yemeği için , Legenda isimli ,
firmanın internet sitesinden aldığımız akşam yemekli tekne turuna gidiyoruz.


Legenda Dinner Cruise  rezervasyonunu ve ödeme işlemini internetten yaptık.
3-4 gün öncesinden bakmamıza rağmen cuma akşamına yer bulamadık ve cumartesi akşamına e-posta ile rezervasyon yapabildik.


Cam kenarı masa olmasını istediğimiz için , masamız geminin üst katındaydı.
üst katın iyi tarafları manzarayı daha iyi görebiliyorsunuz ve kenardasınız.
Alt kat daha aydınlık ama 2 kişilik masaları cm kenarına değil orta sırada ve bence bu biraz sıkıcı.
Gemide yemek sırasında canlı müzik var ama alt katta , üst kattakiler solistleri göremiyor ama sesi hoparlör ile üst kata verdikleri için sıkıntı olmuyor.

Budapeşte tarihi binalarını çok şık bir şekilde ışıklandırıyor. Gerçekten de inanılmaz bir manzarayla yemek yiyoruz. oldukça keyifli bir tekne gezisiydi.
Parlamento binasının ve zincir köprünün ışıklandırılması muhteşemdi.
 
Budin kalesinin gece tekneden görünüşü

Budin kalesi ve zincir köprünün gece tekneden görünüşü
parlamento binasının gece tekneden görünüşü

Oldukça keyifli bir tekne gezisiydi.
Yemek ; Başlangıç , çorba , ana yemek ve tatlı olarak 4 öğünden oluşuyordu. Hoşgeldin içkisi olarak şampanya ikram ediliyor. Fakat yemekte diğer içecekler ekstra ücretli.
Biz 1 şişe beyaz şarap içtik , güzel bir şaraptı , fiyatı normaldi.

başlangıç olarak deniz tarağı ,

çorba olarak geyik etinden gulaş benzeri bir çorba ve balkabağı çorbası .
balkabağı çorbası

ana yemek olarak ördek göğsü ve ızgara geyik eti
geyik eti

ördek göğsü

tatlı olarak ta browni ve panna cotta ; tercih ettik.
panna cotta

browni

Yemekleri lezzetli , sunumları güzeldi.
Tur 2.5 saat sürüyor. Tekne 19:45 'te kalkıyor ama sizin 19:30 'da teknede olmanız gerekiyor. 22.15 'te karaya dönüyor.

Genele olarak memnun kaldığımız Legenda yemekli tekne turunu önerebilirim.
İnternette yemek ve içecek menüsü olsa da , teknede tam aynı menü sunulmuyor.
Yine de yemekler daha önce belirttiğim gibi güzeldi.

Akşam yemeğinden sonra Kioks
isimli restoran ve bar olan bir yer gidiyoruz.
Burası popüler ve büyük bir yer. Kokteyllerinin güzel olduğu söyleniyordu.
Biz cadılar bayramına denk geldiğimiz için , balkabaklı kokteyl içiyoruz.
Çok güzel değildi , alkolü azdı ve çok buzluydu, sonra ekstra rom istedik , o zamanda sert oldu.





Kioks çok geniş bir bar olduğu için ortada çok boşluk var , bazı masalar çok kopuk , mekanın bir ruhu yok , gitmezseniz pek bir şey kaçırmazsınız.

Kioks 'tan sonra Boutiq Bar 'a  gidiyoruz.

Burası Budapeşte 'de oldukça ünlü bir kokteyl barı.
Çok güzel bir ortamı var.



Kokteylleri de çok güzel .
Mesela ilk kokteyllimden sonra daha ekşi bir kokteyl istiyorum dediğimde narlı harika bir kokteyl yaptılar. Bu kokteyli saatlerce baksam menüden bulamayabilirdim. Belki de menüde olmayabilir bile. Barmaidin özel karışımı da olabilir.
Ayrıca zeytin sunumları da güzeldi.

narlı kokteyl 

Andrassy caddesinde operanın yakınında bulunan Boutiq bara mutlaka gitmenizi öneririm , kokteyl seviyorsanız eğer.
Kokteylleri başka yerlerde ki gibi çok fazla buzdan oluşmuyordu.
Mesela Kioks bar 'da kokteylden buzları çıkarınca , kokteyl bardağın yarısına indi bir anda.

Kioks barda ki bol buzlu kokteyl

Boutiq bar Budapeşte 'de ki son gittiğimiz yer oldu. Sabah 10 'da havaalanında olmamız gerektiği için gecemizi erken bitiriyoruz.

Tam 48 saat bile sürmeyen bu güzel tatilimiz bitiyor.
Budapeşte çok güzel bir yer.
2 gün az geliyor. En azından 1 gün daha olsa iyi olurdu...

Son olarak Budapeşte dış hatlar terminalinin oldukça ferah , yüksek tavanlı güzel bir terminal olduğunu , Free Shop 'un da çok büyük olduğunu belirtmek isterim.

Budapeşte 'de görülmesi gereken ilk 10


































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder